19 Kasım 2015 Perşembe

Bafra İlçesi Tarihçesi

0
06:54

Bafra adının, Kızılırmağın denize açıldığı yerde (M.Ö. 521 yıllarında Fenikeliler zamanında) ticaret gemilerini yanaştığı koylara kurulan, ticaret evlerine, Bafira denilmesinden geldiği sanılmaktadır.Bir diğer kaynak da Bafra'nın BAF-RAH kelimesinden doğduğunu yazmaktadır. Baf-Rah Farsça'da (yol almak) manasına gelmektedir. Söz konusu kelimede yer alan sondaki (-h) harfi, halk arasında konuşula konuşula zamanla düşmüş ve böylece Bafra ismi ortaya çıkmıştır.En kuvvetli ihtimal, ilçe isminin "BAVRA"dan gelmiş olduğudur. Zaten birçok eski kaynakta direkt bu şekilde kullanmalar olmuştur. Diğer taraftan Osmanlı Edebiyatında Avşar'a Afşar, Kevgir'e kefgir, Vişne'ye Fişne denilmesi gibi, "Bavra" kelimesindeki (V) harfi de zamanla, dilde (F)'ye dönüşmüş , böylece (BAFRA) ismi ortaya çıkmıştır
Bafra'nın tarihi M.Ö. 5000 yıllarına kadar uzanmaktadır. İkiztepe ören yerinde yapılan araştırmalarda Kalkolitik Döneme (M.Ö. 5000-4000) ait yerleşmelerin izine rastlanmıştır. İkiztepe ören yerinde İ.Ö. 4000 yıllarından İ.Ö. 1700 yıllarına kadar 2300 yıl boyunca sürekli yerleşim yapıldığı anlaşılmıştır. Burada Eski Tunç Çağı (M.Ö. 3000-2000) ve Erken Hitit (M.Ö. 1900-1800) dönemi kültürlerinin izlerinin taşıyan çok sayıda eser ve kalıntı bulunmuştur. M.Ö. 670 yıllarında Paflogonların'da Kızılırmak vadisinde yaşadıkları bilinmektedir.
M.Ö. 6. yy'da Lidyalıların eline geçen bölgeyi M.Ö. 546 da Persler istila etmiştir. İkiztepede Helenistik döneme (M.Ö. 330-30) ait bir anıt mezarda bulunmaktadır.
Bu bölge M.Ö. 47'de önce Roma, sonrada Bizans egemenliğine girmiştir.1071 Malazgirt savaşından sonra Selçukluların eline geçen Bafra'ya 1214 yılında Anadolu Selçuklu Hükümdarı İzzettin Keykavus Türkmen aşiretlerini yerleştirmiştir. 1243'de başlayan Moğol istilaları Selçuklu İmparatorluğunun yıkılması ve Türk beyliklerinin kurulmaya başlamasına neden olmuştur.İşte bu dönemde bölgede küçük bir Selçuklu beyliği olan Bafra Beyliği kurulmuştur. 1460'da ise Bafra Osmanlı hakimiyetine girmiştir.
Bafra İlçesi Osmanlı İmparatorluğu devrinde Trabzon iline bağlı Canik Sancağına ait bir yerdi. Hangi tarihte kaza merkezi olduğu kesin olarak bilinmemektedir. Salname kayıtların göre 1854 yılı sonlarında kaza merkezi olduğu anlaşılmaktadır.
İmparatorluk zamanında 1876 harbinden sonra Kırım'dan Bafra'ya çok sayıda Türk gelmiştir. Daha sonraları çıkan Balkan ve I. Dünya savaşları Türk halkının azalıp, fakirleşmesinin, azınlık olmalarına rağmen Rum ve Ermenilerin iktisadi hayatı ellerine geçirip zenginleşmelerini sağlamıştır.Bundan dolayı cesaretlenerek Rum- Pontus imparatorluğunu kurma hevesine kapılan Ermeni ve Rumlar Mavri Mira cemiyetini kurmuşlardır. Fakat 1919'da Milli Mücadelenin başlamasıyla bu amaçları gerçekleşmemiş, daha sonra Batı Trakya'daki Türklerle değiştirilmişlerdir.
Rumlar gayet planlı hareket ediyorlardı. 1840 yılında itibaren Anadolu'nun Karadenizin havzasında eski Yunanlılığın ihyasını hedef alan PONTUS RUM Devleti idealini gerçekleştirmeyi tasarlıyorlardı. Bir takım vaadetlerle kandırılan Ermeniler de ellerinden geldiğince onlara yardımcı oluyordu.İlk zamanlarda yerli halka şirin görünmeye çalıştılar. Bu hususta bilhassa tüccarları, başarılı oldular. Verdikleri uzun vadeli ve az faizli kredilerle yerli tüccarlardan daha fazla sempati topladılar. Yerli halkı fena yerden ve onların haberi olmadan avlamışlardır.Zira Rum tüccarları kazandıkları bütün paraları İstanbul'daki Patrikhaneye gönderiyorlardı.Nüfus çoğunluğunu sağlayıncaya en büyük darbeyi vurmak için hızla silahlanmaya başladılar. Silahlar İstanbul'daki Rum patrikhanesi ve Yunan Konsolosluğu'ndan geliyordu.
Rum patrikhanesinde MAVRİ MİRA isminde bir heyet teşekkül etmişti. Talimatı doğrudan doğruya Yunan Devlet Başkanı VENİZELOS 'tan alan bu teşkilatın başkanlığını, Patrik vekili DRETEOS, üyeliklerini ise ATENA GORAS, Enez Metropoliti, Yunan Kaymakamı Girit li KATEKHAKİS, KATELOPULOS, DİPATİMAS, AYİNPA, PALİMİTİS ve SİYARİ ismindeki kişiler teşkil ediyordu. Ermeni Patriği ZAVEN EFENDİ de çok geçmeden bu heyetin maşası olmuştu. Kağıt üzerinde insani davranışları geliştirmeyi kararlaştıran Mavri Miran'nın esas gizli amacı;Yukarıda da kısaca belirtildiği gibi, PONTUS RUM DEVLETİ fikrini Karadeniz sahillerinde kalan Rum köylerindeki gençlere aşılamak , onları silahlandırarak eğitmekti.
Bafra ve çevresindeki Rum köyleri adeta bir silah deposu haline gelmişti.Kendilerine gerekli bütün direktifleri ise Amasya, Samsun ve havalisi Rum Metropoliti YERMANOS veriyordu.
Osmanlı Devleti'nin o zamanlarda içinde bulunduğu acıklı hal, Durumun rehavetini daha da arttrıyordu.
Bir zamanlar üç kıtaya hükmeden şanlı kudretli ve haşmetli imparatorluğun bir çok sebeplerle geçildiği maddi ve manevi depremin sarsıntıları Bafra daki yerli halkı da etkilemişti.
Koca imparatorluğun çöküşünde ileri gelen çatırtılar Müslüman Türk vatandaşlarını sonsuz üzüntüye boğarken, Ermeni ve Rum ahaliyi sevinçten çılgına çeviriyordu. Öyle ki çok geçmeden onlar da ; İstanbul dan sağladıkları silahlarla , Müslüman halkın üzerine sık sık baskın yaparak şiddetli, vahşet arz eden bir soy-kırımına giriştiler. Çoluk-çocuk , genç ihtiyar demeden hatta kundaktaki çocuğa kadar varan kanlı bir katliama başladılar. Kalplerinden insanlık duygusu çıkmış yerine barbarlık duygusu yerleşmişti. "Barbar" diye iftiralarda bulundukları Müslüman Türk İnsanına karşı asıl barbarlağı kendileri sergiliyordu.
Bafra, Cumhuriyetin kurulmasından bu yana Samsun ilinin büyük bir ilçesi olarak yerini muhafaza etmiştir. 

Yazar hakkinda

Benim adım Samsun.

0 yorum: